Araç Lojistiğinin Yüzünü Yeni Üretim Yatırımları Güldürecek

Araç Lojistiğinin Yüzünü Yeni Üretim Yatırımları Güldürecek
- KargoHaber - Okunma Sayısı : 1734

ARLOD Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ağaçlı, 2015 yılını 968 bin 17 adetle tamamlayan otomotiv sektörünün, 2016 yılında Pazar satış adedinin 900 bin ile 950 bin aralığında gerçekleşebileceğini vurguladı.

Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 26,1 artarak 968.017 adet olarak gerçekleşti. 2014 yılında 767.681 adet toplam pazar gerçekleşmişti. Otomotiv Distribütörleri Derneği'nden (ODD) yapılan açıklamaya göre, 2015 yılında otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 26,1 büyüdü. Pazarda 2014 yılında 767 bin 681 olan araç satış rakamı, 2015'te 968 bin 17'ye çıktı.

Yeni devreye giren projeler ve devam etmekte olan yatırımlar ile ihracatta 1 milyon araç sayısının geçilmesi hedeflenen 2016 yılında, iç piyasada yüzde 66 olan ithal araç payının da bir miktar gerilemesi tahmin ediliyor. LMC Automotive, 2016 yılı dünya otomotiv pazarı tahminlerine göre, 2016 yılında dünya otomotiv pazarının bir önceki yıla göre 4,2 artışla 94,7 milyon adet seviyesine ulaşması ön görülüyor.

2015 yılını 968 bin 17 adetle tamamlayan otomotiv sektöründe; 2016 yılı pazar satış adedinin 900 bin ile 950 bin aralığında olacağını kaydeden ve araç lojistiği ile ilgili bilgi veren Araç Lojistikçileri Derneği (ARLOD) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ağaçlı, “Otomotiv sektörü için konulan 2023 yılı hedefi, hayal gibi görünse de, Bitmiş Araç Lojistiği sektörü, 2023 hedeflerine uyum sağlamak maksadıyla süreç içerisinde sürekli araç gamını yeniliyor, diğer bir yandan da atıl kapasite ile yakalanmamak için ince eleyip sık dokuyarak, yatırımlarını sürdürüyor” dedi.

Adnan Ağaçlı

Adnan Ağaçlı, “Araç lojistiği iki temel süreçten oluşmaktadır: birincisi bitmiş araç lojistiği, diğeri ise malzeme lojistiğidir. Araç Lojistiği; Üretim alanından araçların stok alanına taşınması, stok alanından deniz/demiryolu terminallere gönderilmesi, taşıma aracına yükleme, varış yerinde araçların boşaltılması, teslim yerinde tüketilmek üzere dağıtım merkezlerine sevk edilmesi şeklinde özetlenmektedir. Araç Lojistiği sektörü, tedarik - üretim - nihai müşteri teslimlerine kadar tüm süreçlerde yer almaktadır” dedi.

Araç Lojistiği konusunda tam anlamıyla uzmanlaşmış, 11 firmanın ARLOD Araç Lojistiği Derneği bünyesi altında yapılandığını belirten Ağaçlı, söz konusu firmalar sektörün yaklaşık olarak yüzde 85’lik bölümünü oluşturduğunu söylüyor. Ağaçlı, ARLOD üyesi firmalar, toplamda yaklaşık 1.650 adet otomobil taşıyıcı araç ve üretimi tamamlanmış, lojistiğe hazır ‘0’ km araçlar için 10 bin adet taşıma kapasitesine sahip, taşıyıcısı bir filonun Türk otomotiv lojistiğine hizmet verdiğini vurguladı.

Ağaçlı, otomotiv sanayisinin, son 5 yılda yeni yatırımlarla üretim kapasitesini 1.5 milyon adetten 1.7 milyon adete yükseltmesi ve devam eden yatırımlarla bu yıl kapasitenin 1.9 milyon adete yükselecek olmasının Türkiye ve sektör adına memnuniyet verici olduğunu kaydetti.

2016 yılının yeni model lansmanlarıyla hareketli bir yıl olacağı bilgisini veren Ağaçlı, yeni model ve kapasite artışı yatırımlarıyla da, Türkiye hafif ticari araç üretiminde olduğu gibi, otomobil üretiminde de Avrupa'da önemli merkezlerden birisi olmasını temenni ettiğini dile getirdi.

Otomobil ve ticari araç satış rakamlarının, bir anlamda da araç lojistiği yapan firmaların taşıdığı araç sayısı ile eş değer olduğunu dile getiren Ağaçlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de araç sevkiyatının tamamına yakını karayolu ile yapılmaktadır. Bu anlamda, otomotiv sektörü, 2015 yılı üretim ve ihracatın yanı sıra iç pazardaki satışlarda da kendini gösterdi. Otomotiv sektörü, iç pazardaki otomobil ve hafif ticari araç toplam satışları yüzde 26 büyüyerek, 968 bin adet oldu.”

“İthal edilen CBU araçların yüzde 92’si denizyoluyla, yüzde 8’i karayoluyla taşınıyor”

Türkiye dış ticaretinde ağırlıklı olarak denizyolunu, ulusal taşımalarda getireceği optimal fayda göz önüne alındığında karayolunu tercih ediyor diyen Adnan Ağaçlı, “CBU ihracatında denizyolunun ağırlıklı üstünlüğü bulunmaktadır. İhraç edilen CBU araçların yüzde 93’ü denizyolu ile taşınmıştır. Karayolu ise yüzde 5 oranında taşıma oranına sahiptir. Demiryolu taşımacılığı ise dış ticarette etkin olarak kullanılabilecek bir taşıma modu iken CBU ihracatının ancak yüzde 2’ye yakın kısmı demiryolu ile taşınmıştır. CBU ithalatına bakıldığında ise taşımaların karayolu ve denizyoluyla yapıldığı görülmektedir. İthal edilen CBU araçların yüzde 92’si denizyoluyla, yüzde 8’i karayoluyla taşınmaktadır” dedi.

Parça ihracatına bakıldığında ise ağırlıklı olarak karayolu ve denizyolu taşımalarının yer aldığını söyleyen Ağaçlı, Türkiye’de yer alan otomobil üreticileri parça ihraç ettiklerinde taşımaların yüzde 53’ünü karayolu, yüzde 47’sini denizyolu ile gerçekleştirildiği bilgisini verdi. Ağaçlı, parça ithalatında ise karayolunun yüzde 63, denizyolunun yüzde 23 oranında kullanıldığını demiryolunun ise parça taşımalarının yüzde 13’ünde kullanıldığını, sadece özel durumlarda başvurulan havayolu taşımacılığının parça ithalatının yüzde 1’inden azına karşılık geldiğini söyledi.

2016 yılı öngörü ve beklentilerini paylaşan Adnan Ağaçlı, “Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazarı 2016 Ocak Ayında bir önceki yılın aynı ayına göre; yüzde 5,49 oranında küçülerek 32 bin 713 adete, bu rakamın içerisinde; Otomobil pazarı yüzde 4,65 küçülerek 23 bin 358 adete, Hafif Ticari Araç Pazarı yüzde 7,53 küçülerek 9 bin 355 adete geriledi. 2016 yılı otomotiv sektörü için Ocak ayı rakamları negatif gelsede, sektörün 2015 yılı performansı sayesinde bu beklentiler hayli yükseldi. Söz konusu beklentilere temel teşkil eden kalemlere bakacak olursak; Dünya Bankası’nın 2016 yılı için ham petrol fiyatı tahminini 37 dolara revize etmesi, Fed’in faiz artışına karşın alçalıp-yükselen döviz kurları ve faizlerdeki stabil durumu, cari açığın azalması, TCMB’nin 2016 yılı için enflasyon tahmini yüzde 6,5 civarında gerçekleşeceği düşüncesi ve Hazine Müsteşarlığı’nın yüzde 4,5 civarında ekonomik büyüme beklentisi ve benzeri temel ekonomik verilerden kaynaklanan nispeten pozitif sinyaller, tüketici nezdinde talep artışına neden olacağı, üretimin ve satışların artmasına olumlu katkı sağlayacağını temenni ediyorum” dedi.

“2016 yılı pazar satış adedinin 900 bin ile 950 bin aralığında olacağı bekleniyor”

2015 yılını 968 bin 17 adetle tamamlayan otomotiv sektöründe; 2016 yılı pazar satış adedinin 900 bin ile 950 bin aralığında olacağı beklendiğinin kaydeden Ağaçlı, “ Bizlerde bu rakamsal öngörülere katılıyoruz. Çünkü, Türkiye otomotiv sektörü potansiyeli bunun çok daha üzerinde bir marja sahip olduğunu düşüncesindeyiz. Ancak, 2016 yılında dünyadaki ve Türkiye'deki sosyal, siyasal ve ekonomik gelişmeler otomotiv pazarını etki altına alabileceği bir yıl olma ihtimali de var. Uluslararası piyasalardaki gelişmeler, yurtdışı ve yurtiçindeki yoğun gündem ve terör olayları bunların talep tarafında yaratabileceği olası etkiler nedeniyle hiç arzu etmesek de bu durum pazarda daralmalara yol açabilir” açıklamasını yaptı.

Türkiye’de son yıllarda otomotiv pazarında elde edilen başarılar ve ulaşılan satış adetlerine bakıldığında, sektörün büyümeye açık ve pazar marjının hayli yüksek olduğunun altını çizen Ağaçlı,  Türkiye’de otomotiv sektörünün üretim ve ihracatta istikrarlı bir artış sağlayarak toplam ihracatta en büyük ciroya sahip sektör konumuna geldiğini belirtti.

“Bitmiş Araç Lojistiği 2023 hedeflerine uyum sağlamak maksadıyla sürekli araç gamını yeniliyor”

Ağaçlı sözlerine şöyle devam etti: “Otomotiv sektörü için konulan 2023 yılı hedefi, (4 milyon üretim, 3 milyon ihracat ve 75 milyar dolar ihracat geliri) hayal gibi görünse de, Bitmiş Araç Lojistiği sektörü, 2023 hedeflerine uyum sağlamak maksadıyla süreç içerisinde sürekli araç gamını yeniliyor, diğer bir yandan da atıl kapasite ile yakalanmamak için ince eleyip sık dokuyarak, yatırımlarını sürdürüyor. Türkiye’de kişi başına düşen otomobil sayısının, hem gelişmiş ülkelere hem de Türkiye’ye benzer gelir grubunda olan ülkelere kıyasla düşük olduğu gözlenmektedir.”

2003 yılında Türkiye’de 1000 kişiye 95 otomobil düşerken, son 12 yılda görülen büyümeyle birlikte bu rakam, geçen yılın sonundaki nüfus oranına göre, 2015 yılında Türkiye'de her 4 kişiye bir araç, her 7 kişiye de bir otomobil düştüğü belirten Ağaçlı, Türkiye’de hem kişi başına gelirin hem de çalışma yaşındaki nüfusun yakın gelecekte artmasının beklenmesi, otomobil sahipliğine de ivme kazandıracak gelişmeler olarak karşımıza çıkacağını sözlerine ekledi.

Araç Lojistiğinin Yüzünü Yeni Üretim Yatırımları Güldürecek

ARLOD Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ağaçlı, Türkiye’de otomotiv lojistiği ile ilgili olarak gerek altyapı, gerek yasal düzenlemeler göz önüne alındığında yaşanan sorunları üç temel başlık altında şöyle sıralıyor;

1- Araç Lojistiğine yönelik, lojistik ve transfer merkezlerin kurulması; rekabetin hızla arttığı günümüzde taşımacılık hatlarında ve dağıtım merkezlerinde oluşan yoğunluğu azaltmasında önemli adımlardan biri olacaktır.

2- Gabari sorununu ortadan kaldıracak şekilde, karayolları alt ve üst yapılarının araç lojistiğine uygun hale getirilmesi, anayol ağı üzerinde bulunan mevcut köprü, yaya üst geçidi, DDY üst geçit köprüleri, köprülü kavşaklar, tuneller, enerji hatları, trafik işaret ve levhalarının yoldan yüksekliği talebimizi karşılayacak ölçülere getirilmelidir.

3- Otomotiv ihtisas limanı kurulması ve mevcut limanlarımızın koşulları ve ardiye ücretlerinin iyileştirilmesi; Türkiye’deki liman ücreti, Avrupa limanlarıyla karşılaştırıldığında aynı gemiye verilen aynı hizmetler için daha fazla lojistik maliyete yol açmaktadırlar.