ARLOD, genel kurulunu yaptı ve Ağaçlı ile yoluna devam ediyor

ARLOD, genel kurulunu yaptı ve Ağaçlı ile yoluna devam ediyor
- LOJİYOL - Okunma Sayısı : 1329

Araç Lojistikçileri Derneği (ARLOD) 13. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. ARLOD, Ağaçlı ile yoluna devam ediyor.

Araç Lojistikçileri Derneği (ARLOD) 13. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Genel kurul sonrası yapılan seçimde yeni yönetim ve denetim kurulu üyeleri belirlendi. Adnan Ağaçlı yine Araç Lojistikçileri Derneği (ARLOD) Başkanı olarak seçildi.
Genel kurulda yaptığı konuşmada araç lojistiği sektörünün 2017 yılında hedeflenen araç taşıma rakamlarına ulaşılmış olmasına karşın, kazanç bakımından, girdi maliyetlerindeki artışlar, kar marjının düşüklüğü göz önüne alındığında arzu edilen kazancı elde edemediğini söyleyen Ağaçlı, sektörde yaşanan bilinçsiz rekabet ortamının da işini kurumsal düzeyde yapan firmaları yıprattığını ifade etti.
 
“BİR ARACIN KENDİNİ AMORTİ ETME SÜRESİ 18 YILA UZADI”
 
Adnan Ağaçlı, araç lojistiği sektöründe yaşanan olumsuzluklar sonucu araç lojistiğinde kullandıkları bir aracın kendini amorti etme süresinin 4 yıldan 18 yıla uzadığını ve 2014 yılından bu yana sektörde geriye gidiş başladığını söyledi.
 
Ağaçlı, “Üretici firmalar, rekabet edebilmek amaçlı haklı olarak hep bir tasarruf amaçlı iyileştirme bekliyorlar. Bu iyileştirme beklentisi bize zarar veriyor. İşe başladığımızda otomotiv sektörüne yönelik çalışan 4 firma vardı. Şimdi ise irili ufaklı 150 firma var. Bunların birçoğu da bizim ikinci el olarak sattığımız araçlarla firma kurmuş durumdalar. Suriye’deki savaş sonucu Mersin’e gemiler gelmeye başladı. Araçlar bu hatta kullanıldı. Güneyde istikrarsızlık artınca Batı tarafında da işleri etkiledi. Sektörde uzun yıllardır uğraş veren firmalar olarak son 4 yıldır para kazanmıyoruz. Dolayısıyla işin yapılacak tarafı kalmadı.” dedi.
 
Sektörde yaşanan şoför sorununuda dile getiren Ağaçlı, “Şoför sorununu oldum olası yaşıyoruz ancak son 4 yıldır bizi önemli zarara uğrattığı için daha göze batmaya başladı. Bu öyle bir noktaya geldiği ki, üyelerimizden 30-40 aracı şoförsüzlük nedeniyle park halinde bekleme noktasına geldi. Araç çoğaldı, şoför azaldı. Bu işi yapan şoförlere eğitim veriyoruz. Ancak bir süre sonra şoför işten ayrılıyor ve bu emek boşa gidiyor. Yerine gelen kişiye yeniden eğitim vermek zorunda kalıyoruz ve zarara uğruyoruz.” dedi.

Ağaçlı, genel kurul kapsamında yaptığı konuşmada otomotiv sektörünün genel görünümünü anlattıktan sonra 2018 yılını başlıklar halinde değerlendirdi. Ağaçlı’nın 2018 yılı beklenti, endişe ve öngörülerini anlattığı konuşması şöyle:

Türkiye otomotiv sektörü, bütün bir yıl boyunca yaşanan ekonomik ve siyasal dalgalanmaların etkisiyle, temkinli girdiği 2017 yılını başarılı bir şekilde geride bıraktı. Hatırlanacağı gibi, 2017 yılı başında, otomotiv sektörü açısından büyük kayıpların olmayacağı, pazar satış adedinin 850 ile 900 bin aralığında olacağı tahmininde bulunmuştuk. Üretici firmalar, yılın genelinde yaptığı yoğun kampanyalar ile oluşan talep artışı ve devamında gelen satışlarla, toplam pazar 980 bin adedi bularak tahminlerimizin de üzerine çıkmış oldu.

Araç Lojistikçileri Derneği (ARLOD) 13. Olağan Genel Kurulu’nda yeniden Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilen Adnan Ağaçlı.

2017 yılı Otomotiv Sektörüne rakamsal olarak bakacak olur isek: 2017 yılında toplam üretim bir önceki yıla göre, yüzde 13 artarak 1 milyon 674 bin adet, otomobil üretimi ise yüzde 18 oranında artarak 1 milyon 121 bin adet düzeyinde gerçekleşti.

Ticari araç grubunda, 2017 yılında üretim bir önceki yıla göre yüzde 3 oranında artarken, hafif ticari araç grubunda yüzde 2 daralma, ağır ticari araç grubunda ise yüzde 23 seviyesinde artış gerçekleşti.

Türkiye otomotiv sanayiinin ürettiği otomobiller, son 10 yılda yaklaşık iki katı büyüme oranı ile ön plana çıktı. Böylece Türkiye otomotiv sanayi, yarım asırlık tarihinin en yüksek üretim seviyesine ulaşmış oldu. Özellikle 2017 yılı hibrit pazarında görülen yüzde 334’lük artış ise dikkat çekti.

2017 yılında toplam pazar yüzde 3 oranında daralarak 980 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı ise yüzde 3 azalarak 956 bin adet oldu. Otomobil pazarı ise yüzde 5 oranında daraldı ve 723 bin adet, hafif ticari araç toplam pazarı yüzde 3 artarak 233 bin adet oldu.

2017 yılında toplam ithalat yüzde 8 oranında azalarak 624 bin adet düzeyinde gerçekleşti.  Bu dönemde otomobil ithalatı ise yüzde 10 oranında daraldı ve 506 bin adet olarak gerçekleşti. İthalatın pazar payı 2017’de Otomobil satışlarında yüzde 70, hafif ticari araç satışlarında ise yüzde 47 olarak gerçekleşti.

2017 yılında otomotiv ihracatı bir önceki yıla göre, adet bazında toplam yüzde 17 oranında artarken, otomobil ihracatı ise yüzde 24 oranında artış gösterdi.

Bu dönemde, toplam ihracat 1 milyon 333 bin adet, otomobil ihracatı ise 921 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Türkiye otomotiv sanayii, toplam ihracatta yeni bir rekora daha imza atarak, toplam otomotiv üretimin yüzde 80’ini ihraç etmiş oldu.

Türkiye otomotiv ihracatının yüzde 77’sini AB ülkelerine gerçekleştirdiğini göz önüne alırsak; Avrupa otomotiv pazarına da bakmamız gerekiyor.

Avrupa otomotiv pazarı AB (28) ve EFTA ülkeleri toplamına göre 2017 yılında yüzde 3 oranında arttı ve 18 milyon 118 bin adet seviyesinde gerçekleşti. 2017 yılında Türkiye, yüzde 3 oranında azalış ile Avrupa otomotiv satışları sıralamasında 6. ülke konumunda yer aldı.

Otomobil pazarı  yüzde 3 artarak toplam 15 milyon 632 bin adede ulaşırken Türkiye, yüzde 5 azalış ile Avrupa otomobil satışları sıralamasında 6. oldu. Hafif ticari araç pazarı yüzde 4 artarak toplam 2 milyon 065 bin adede yükselirken Türkiye, yüzde 3 artış ile Avrupa hafif ticari araç satışları sıralamasında 4. sırada yer aldı. Böylece sektör, bu moral ve motivasyonla 2018 yılına yeni umutlarla girmiş oldu.

ARLOD’UN 2018 YILI BEKLENTİ, ENDİŞE VE ÖNGÖRÜLERİ

2018 yılı Ocak ayı otomotiv sektörü verilerine baktığımızda; Otomobil ve hafif ticari araç pazarı yüzde 1 azalarak 35 bin 076 adet, Otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,59 artarak 26 bin 611 adet,  hafif ticari araç pazarı ise yüzde 12 azalarak, 8 bin 465 adet oldu.

Otomotiv ihracatı, 2018 yılı Ocak ayında hızlı başladı. Otomotiv ihracatı, (Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, yılın ilk ayında yüzde 10.8 artışla 2 milyar 287 milyon dolar oldu. Böylece bugüne kadar ki en iyi ocak ayı ihracat rakamına ulaşan sektörün, aynı zamanda Ocak 2016’dan bu yana olmak üzere son iki yıldır aralıksız her ay artış göstermiş oldu. Ocak ayı ihracat artışında otomotiv yan sanayi ve otobüs-minibüs-midibüs ürün gruplarındaki çift haneli artışlar belirleyici oldu.

2017’de üretim ve ihracat rekoru kıran otomotiv sektöründe, yeni model, fabrika modernizasyonu ve hatların iyileşmesi için 2018’de 1 milyar dolarlık yatırım yapılacağı tahmin ediliyor.

Oyak Renault, beşinci nesil Clio için 250 milyon euro, Hyundai Assan 40 milyon euro, Ford Otosan yaklaşık 100 milyon dolar, Honda Türkiye 30 milyon TL, Aralarında Toyota, Mercedes-Benz, Karsan, Isuzu, Otokar, Temsa, gibi üreticilerin de modernizasyon ve yenileme yatırımlarının 2018’de de sürmesi bekleniyor. Tofaş’ın 2018’de yeni bir yatırımı yok ancak her yıl rutin olarak modernizasyon ve yenileme için en az 50 milyon dolar arasında yatırım yapan Tofaş’ın bu yıl da benzer bir harcama yapması bekleniyor.

2017 yılı büyüme rakamlarına baktığımızda, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.3, ikinci çeyreğinde yüzde 5.4, üçüncü çeyreğinde ise 11.1 büyüme kaydederek önemli bir ivme yakalayan ekonomimiz, 2017’nin tamamı için de yüzde 7 civarında bir büyüme oranı tahmin ediliyor. 2016 gibi olumsuz gelişmelerin yaşandığı bir yılın ardından bu rakam oldukça umut verici olarak yorumlanabilir. Ayrıca, Dünya Bankası, “Küresel Ekonomik Beklentiler” raporundaki; “Türkiye’de çalışma çağı nüfusunun güçlü artışı sürdürmesi potansiyel büyüme görünümünü destekliyor.” ifadesi yerli ve yabancı yatırımcı için önemli bir veri oluştururken, ekonomik büyüme beklentilerini artırıyor.

Araç Lojistikçileri Derneği (ARLOD) Yönetim Kurulu Üyeleri, firma temsilcileri ve ARLOD ekibi birarada.

Ancak, 2018 yılı için uzmanların aşağıda ortaya koyduğu ekonomik veriler ise, cari yıl için endişelerimizi az da olsa artırıyor. Söz konusu endişelerimize temel teşkil eden kalemlere bakacak olursak;

Bloomberg’in büyük yatırım bankalarının, “Petrol fiyat tahminleri raporu”da, 2018 yılı için ham petrol fiyat tahminini 60 dolara yükseltmesi, Fed’in 2018 yılında üç kez faiz artırımına gidilmesi öngörüsü, Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşları Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu “durağan” olduğunu teyit etmesi, Standard and Poor’s, Türkiye’nin not görünümünü 23 Şubat 2018’de tekrar değerlendirmek üzere “negatif”te tutması; Öte yandan yurtiçinde, TCMB’nin “2018 yılı Ocak ayı Beklenti Anketi” sonuçlarını göre; Yıl sonu döviz kuru beklentisi 4,12 TL, Yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 12,32’dir. Enflasyon yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 9,24, Ekonomik büyüme beklentisi yüzde 4,6 , cari işlemler açığı beklentisi 43,8 milyar Dolar ve benzeri verilerdir.

Ekonomik verilerden kaynaklanan nispeten olumsuz sinyallere rağmen hükümet ve sektör dinamikleri bu duruma kayıtsız kalmayıp gerekli desteği sağlayacaktır. Döviz kuru ve faiz artışları nedeniyle oluşan fiyat baskısına rağmen, ülkemizin otomotiv sektörü potansiyeli bunun çok daha üzerinde bir marja sahip olduğunu düşüncesindeyiz. Buradan hareketle, 2018 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının 950 bin ile 1 milyon adet aralığında gerçekleşmesini bekliyoruz.

 ARLOD’UN BEKLENTİLERİ

Arlod olarak beklentimiz ise, Türkiye Otomotiv Sektörü dinamik yapısıyla geçmiş yıllarda olduğu gibi üretim, ihracat ve pazar payını koruyacağına ve sektörel gelişimini devam ettireceğine kanaatimiz tamdır. Son yıllarda, Türk otomotiv sanayisinin Ar-Ge ve mühendislik alanına yaptığı yatırımlar, kapasite artırımı ve yeni model lansmanlarıyla, otomotiv üretiminde Avrupa’nın önemli merkezlerden birisi olmasını bekliyor ve temenni ediyoruz.

Sonuç olarak, Araç Lojistiği sektörü özelinde, 2017 yılında hedeflenen araç taşıma rakamlarına ulaşılmış olmasına karşın, kazanç bakımından, girdi maliyetlerindeki artışlar, kar marjının düşüklüğü göz önüne alındığında, ne yazık ki sektörümüz arzu edilen kazancı elde edememiştir.”