Teminat Sistemi’ndeki değişiklik sektörü çıkmaza sürükleyecek!
Otomotiv ihracatındaki daralmanın olumsuz yansımalarına karşı ayakta durmaya çalışan araç lojistiği sektörü için bir kötü sürpriz de Ortak Transit Rejimine İlişkin Teminat Sistemi'nde yapılan değişiklik oldu.
Söz konusu sistem hazırlanırken tüm taşıma modlarının aynı kategoride görüldüğünü ve otomotiv lojistiği sektörünün kendine has özel kuralları olduğunun dikkatlerden kaçtığını söyleyen Araç Lojistikçileri Derneği (ARLOD) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ağaçlı, "Ne yazık ki, ARLOD'un konuyla ilgili görüşü alınmadan hazırlanan ve yılbaşı itibariyle uygulanacak olan bu sistem, sektörümüzü bu anlamda iş yapamaz hale getirecek ve yapılan işin özü gereği uygulanabilirlikten uzak olacak" diyor. Ağaçlı, Teminat Sistemi'nde yapılacak her türlü taşıma işinin özel tanımının yapılması, bununla birlikte katedilen mesafe ve teminat kapsamında geçen sürenin belirleyici olması ve dikkate alınması gerektiğinin altını çiziyor. "Değişikliğe tabi tutulan sistemde, bir kaç saat sürecek taşımanın riski ile bir hafta sürecek taşımanın riski aynı türden görülüyor ve her iki durumda da aynı miktarda teminat ve ücret talep ediliyor" diyen Ağaçlı, Ortak Transit Rejimine İlişkin Teminat Sistemi'nde eksik gördükleri bu orantısız uygulamanın çözümü için kamu kurum ve kuruluşlarıyla görüşmelerinin sürdüğünü açıklıyor.
Türkiye'de araç lojistiği sektörünün bugünkü fotoğrafını çeker misiniz?
Türkiye'de araç lojistiği sektörünün ana omurgasını oluşturan, kurumsallaşmayı başarmış, köklü, konusunda oldukça deneyimli toplam 12 firma aynı zamanda ARLOD üyesidir. Hatta 1970'li yıllarda başlayan ve günümüze kadar aralıksız araç lojistiği hizmeti sunan kurucu üyelerimiz de var. Günümüzde derneğimiz üyesi araç taşıyıcı firmalar, teknolojik altyapısı, konusunda uzman ve iyi yetişmiş insan kaynakları, hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti ve her türlü rekabete açık koşullarda, uluslararası arenada araç taşıyıcı firmalarla rahatlıkla rekabet edebilecek düzeyde bulunuyor. Kârlılık konjonktürel olarak değişse de, hizmet kalitesinden asla taviz verilmiyor.
Yıllık taşıma kapasitemiz, otomobil ve ticari araç satış rakamları, bir anlamda da araç lojistiği yapan firmaların taşıdığı araç sayısı ile eş değer olduğundan ilk 9 aylık periyot için bu rakam 530 bin 730 adet.
Otomotiv sektörü ile kaderimiz orta
Türk otomotiv sektörü 2012'nin ilk yarısında nasıl bir performans sergiledi? Dünya otomotiv endüstrisinde özellikle AB merkezli yaşanan daralma lojistik sektörünü ne oranda etkiledi?
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, otomobil satışları 2012 yılı 9 aylık dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,88 azalarak 379 bin 617 adede geriledi. 2012 yılı Eylül ayında ise otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %23,51 artarak 49 bin 360 adet oldu. Hafif ticari araç pazarı 2012 yılı 9 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre %21,04 oranında düşerek 151 bin 96 adet seviyesinde gerçekleşti. ÖTV oranlarındaki artış ve ekonomik aktivitenin yavaşlaması yılın ilk 9 ayında Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarında ,05 oranında daralmaya neden oldu. Son aylarda görülen toparlanma ve tüm bu göstergeler doğrultusunda, 2012 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının 700-750 bin adetler aralığında gerçekleşeceğini öngörmekteyiz.
Öte yandan otomotiv sektörü için AB (27) ve EFTA ülkeleri toplamına bakıldığında otomotiv pazarının 2012 yılı Ocak-Haziran döneminde, 2011 yılına göre %6,8 daraldığı görülüyor. 2011 yılı Avrupa otomotiv pazarında 4. çeyrekte başlayan daralma, 2012 yılı ilk altı ayında da etkisini kaybetmedi. AB otomotiv pazarının daralması, Türkiye'nin otomotiv ihracat ve üretimini de olumsuz etkiliyor.
Araç lojistiği yapan firmalar, otomotiv sektöründe yaşanan menfi veya müsbet tüm gelişmeleri birebir yaşıyor. Türkiye otomotiv toplam pazarında Eylül 2012 sonu itibariyle yaşanan ,05'luk daralma, araç lojistiği sektörüne de aynı oranda yansıdı.
Her pazara girebilecek donanımdayız
Lojistik sektörü, otomotiv endüstrisinin yeni pazarlara ulaşma hedefini nasıl destekliyor ve lojistik avantajlar ihraç pazarlarının çeşitlendirilmesinde nasıl bir rol oynuyor?
Araç lojistiği sektörünün uluslararası yeni pazarlara girebilmesi, tamamen üretici firmaların üretim ve ihracat politikaları ile doğrudan orantılıdır. Bizler sektör olarak uluslararası her pazara gerebilecek donanıma sahibiz. Ancak bizler ülkemize karayolu bağlantısı olan devletlere taşıma yapabiliriz. Bu türden ihraç ürünleri genellikle Ro-Ro taşımaları kanalı ile yapılıyor. Buna rağmen yinede fabrika-liman, liman-son varış noktasına kadarki taşımalar ağırlıklı olarak sektörümüz tarafından gerçekleştiriliyor. Sektörümüz üretici firmaların yeni dönemdeki üretim politikaları yakından takip ederek rotalarını ve yatırımlarını belirliyor.
Bu anlamda, Türk otomotiv ihracatı içinde son derece önemli yer tutan Avrupa'nın, yılsonu itibariyle büyüme hızının % 0,3 küçülme seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Avrupa'da yaşanan ekonomik küçülme ve mali problemler Avrupa otomotiv pazarının daralmasına neden olurken, Türkiye otomotiv ihracatı açısından en önemli pazar olması nedeniyle, Türkiye otomotiv ihracat ve üretimi olumsuz etkilenmeye devam ediyor.
Partner seçiminde doku uyumu şart!
Araç lojistiğinin tabiatı gereği tüm şartlara karşı duyarlı, öngörüleri olan, potansiyeli geniş, deneyimli kadrosu ile genç ve dinamik bir sektör olduğuna dikkat çeken Adnan Ağaçlı, "Hür türlü olumlu veya olumsuz şartlara uyum sağlamak maksadıyla sürekli araç gamımızı yeniliyor, diğer bir yandan da atıl kapasite ile yakalanmamak için ince eleyip sık dokuyarak, yatırımlarımızı sürdürüyoruz" diyor. Ağaçlı, bugünden 5 yıllık yatırıma girişerek hantal yapı oluşturmak yerine yıllara sari tecrübelerine dayanarak, elde edilen ekonomik verileri doğru okuyarak yatırım ve büyüme kararı aldıklarını ve hedeflerini ona göre belirlediklerini aktarıyor.
Türk otomotiv sektörünün en son teknolojiyi kullanan, yenilikçi ve rekabetçi bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Ağaçlı, sektör şirketlerine de partner seçimi konusunda şu uyarıyı yapıyor: "Otomotiv sektörü lojistik partnerlerini seçerken doku uyuşmazlığının yaşanmamasına özellikle dikkat etmeli!"
"Otomotiv sektöründeki daralmalar, araç lojistiğinde atıl kapasite yaratarak, girdi maliyetlerini artırıyor ve şirket karlarını da ciddi oranda düşürüyor. Şirketlerimizin güçlü mali yapısı gereği bu türden olumsuzluklar tarafımızca tolere edilebiliyor. Ancak bu tür daralmalar konjonktürel olmalı, şirketlerimizin mali yapısını zorlayacak düzeyde süreklilik arz etmemelidir."